Öncelikle şunu söyliyelim Koluna boş kutu bağlayarak boşluk bulunmaz. Önune boş su bidonunda boşluk testi yapılmaz. Boşluk olan yerde yürürken yerden gelen sinyaller boş zenimden ve dolu zeminden farklı çıkar bu farkı bulacaksınız. (Fay Hattı Mantığı)
Derinlik ve boşluk bulma teknikleri ve kullanım BURADAN indirin. video sayfanın altında.
Alan taramalar en eski medeniyetlerden günümüze kullanılmış fakat hala çalışma prensibi tam olarak çözülememiş bir altın dedektörü sistemdir. Günümüzde oldukça iyi çalışan alan taramalar bulunmakla beraber bu piyasayı kötüye kullanan kişilerde bulunmaktadır. Alan taramalarda ki asıl amaç maddenin yaydığı özel titreşim frekanslarını yakalayarak titreşimin yönünü tespit edip sonucunda toprak altında bulunan titreşim kaynağı maddeye ulaşmaktır. Bu titreşimlere günlük yaşamımızda her an maruz kalırız fakat frekansların bazıları çok düşük bazıları da çok yüksek olduğundan farkına bile varmayız. Dünyamız bildiğiniz üzere bir manyetik çekim ve itim küresidir. Bu çekimler ve itimler birbirlerinin eşi yada karşıtı olan maddeler tarafından gerçekleştirilir.
Her maddenin birbiri ile etkileşimi vardır kimi bizim duyu organlarımızla fark edebileceğimiz düzeyde de olabilir örneğin iki mıknatısın aynı kutupları birbirini iter farklı kutupları ise birbirini çeker bu günlük hayatta en çok karşımıza çıkan örneklerden biridir. İşte alan tarama sistemleri bu prensiple çalışan, fakat insan duyularıyla fark edilemeyecek frekanslarda çalışır. Bu küçük titreşimleri çeşitli yöntemlerle fark edilebilir büyük tepkilere çevirir. Bu yüzden alan tarama sistemleri oldukça hassas sistemlerdir.
**Rusya`da arka arkaya yapılan testler, insanın, toprağın derinliklerindeki maddelere karşı, tuhaf bir duyarlık istidadının olduğunu göstermiştir**
Birkaç bilim adamı, bizzat Stalin`in şahsi arazisi üzerinde araştırma yaparak, buldukları neticeyi bilimsel bir dergi olan `The Journal of Electricitiy` (Ocak 1944) de yayınlamak cesaretini de göstermişlerdir. Bu hadise o gün Rus bilim adamları arasında bir hayli yaygınlaşmıştı. Bunun üzerine 100`den fazla bilim adamı (bir kısmı kızıl ordudan) geniş çapta bir radyastezi araştırma yapmaları için görevlendirildi. Belli bir arazi tayin edildi. her birinin elinde normal yaş ağaçtan (Y) şeklinde kesilmiş çubuklar bulunuyordu. Bu çubuklar su olan bölgeye gelindiğinde esrarengiz bir şekilde duyarlık gösteriyorlardı. Sonunda `Bilimsel Komisyon` radyastezi çalışmalarına `evet` diyerek, çubuklara da `Büyücü değneği` ismini verdiler. İşin ilgi çekici bir yanı da bu radyastezi çubuklarının duyarlılığına hiçbir maddi kuvvet mani olamıyordu. Kauçuk eldiven takıyorlar, değişik maddelerden mamul zırh giyiyorlar yine de bu çubuklar harıl harıl çalışıyor ve insandaki esrarengiz istidatlarla alakaya devam ediyorlardı...
HER YAŞTA MESLEK VE KONUMU FARKLI KİŞİLER ÇUBUK KULLANMAYI ÖĞRENEBİLİR. RADYESTEZİ MEVCUTTUR KULLANMAYA BAKIN radyestezide sınır yoktur Düşünün, sorun ,uygulayın ve kullanın.
Çubuk Çalışmıyor
Bedendeki enerjetik akımlar kah ivme kazanır, kah yavaşlar. Bu devreler bazen dolaşım hattını değiştirir, bazen de tıkanır. bu gerilimlerin etkisi altına giren farklı kişilerde aynı tepkiyi vermezler. Değişik iklimlerde yaşayanı farklı kültürlere ve eşsiz yaratılışa sahip insanlar, aynı etkiye farklı tepkiler gösteriyorlar. bu etkiler, evrenden ve yeryüzünden gelen (cosmoteııurique) net gerilimlerdir. insan varlığı enerjetik bir kimliktir. Bu nedenle beden, fızik yasalarına uygun olan termik (ısıl) ve elektromanyetik alanlar oluşturarak bazı titreşim dalgalarını kendine çeker veya yayar. Evren ve Yeryüzü ile ilgili Kutupsallık ve Enerjinin Devreleri Bütünsel ve iyi bir dengenin var olmasını sağlayabilmek için beden, ister evrenle (cosmique) ister yeryüzü (tellurique) ile ilgili olsun, kendini çevreleyen tüm enerjilerle bağlantıda olmak zorundadır. bedenin aşırı derecede zayıf düştüğü durumlarda, organizma, kendisini koruma ereğiyle kapatmış olduğu ve doğal biyo-enerji akımını engelleyen bu noktaları açıp tıkanıklığı ortadan kaldırmak gerekir. Bedenin enerjetik alanları kaymış olabilir.